Kara Cuma, perakendeciler ve tüketiciler tarafından, aşırı tüketim ve gereksiz satın almalarla eşanlamlı hâle gelen ve daha fazla harcayarak “tasarruf etmeye” teşvik eden büyük indirimler, sınırlı süreli teklifler ve son dakika fırsatlarından oluşan bir çılgınlık. Son yıllarda ise Kara Cuma’nın ifade ettiği olumsuz çevresel etkiler ve ürün israfından bahsetmeksizin, “çıgınlar gibi alışveriş yap” zihniyetine karşı büyüyen bir “Kara Cuma Karşıtı Hareket”in geliştiğini gördük.
Kara Cuma’ya ve temsil ettiği tüketim davranışına karşı oluşan tepki, ilk olarak 2011 Kara Cuma’sında Patagonia tarafından New York Times’a verdiği tam sayfa ilan aracılığıyla yaptığı “Bu ceketi almayın” önerisiyle insanların zihnine kazınmış olabilir. O günden bu yana Patagonia, müşterilerini Kara Cuma çılgınlığından kaçınarak “zaten sahip olduğumuz şeyleri onarmaya, çöpten kurtarmak için ikinci el eşya alışverişi yapmaya veya yeni bir şeye ihtiyacınız olduğunda uzun vadede dayanıklı giysi ve eşya satın almaya” teşvik etmeye devam etti. Ayrıca “Zamanınızı, paranızı veya becerilerinizi sizin için önemli konulara bağışlayabileceğiniz yollarımız da var.” dedi.
REI, 2015 yılında Şükran Günü ve Kara Cuma’da tüm mağazalarını kapatarak ve çalışanlarına bunun yerine #OptOutside diyerek, Kara Cuma’da alışveriş yapmak yerine aile ve arkadaşlarıyla açık havanın tadını çıkarmaları için maddi destek sağladı ve Kara Cuma’da alışveriş yapmamaya dair her geçen yıl büyüyen kendi hareketini başlattı. Bu yıl kooperatif bunu resmî bir politika hâline getirdi ve diğer perakendecileri de aynı şeyi yapmaya davet ediyor.
Kara Cuma karşıtı “Yeşil Cuma”ya katılmak aslında sadece REI ve Patagonia’nın yolundan gitmek ve tüketim çılgınlığından tamamen vazgeçmek ya da alışveriş yapıyorsanız, satın alma kararlarınızı dikkatli, sürdürülebilir ve mümkün olduğunda yerel üretim ve satış merkezlerini önceleyerek vermek anlamına geliyor.
Bireysel aktörler nasıl büyük faydalar yaratabilir?
Peki tüketim karşıtı kampanyalar, markalar için ne kadar etkili? Sürdürülebilirlik uzmanı Sian Conway-Wood’un belirttiği gibi, küresel bir markanın reklam bütçesine ve erişimine sahip olmadığınız sürece, sosyal normlara karşı söylemler büyük ölçekte etki yaratacak kadar güçlü olmayacaktır. Ancak tatil sezonuna girerken pek çok insan hâlâ alışveriş yapıyor olacağından, daha küçük, sürdürülebilirlik odaklı markaların avantajı, sundukları ürünlerin geleneksel rakiplerine kıyasla sağladığı faydaları vurgulamakta yatıyor.
Bu yaklaşımı benimseyen şirketlerden biri, saç ve güzellik endüstrisi için sürdürülebilir ve biyolojik olarak parçalanabilir tekstil ürünleri üreten İngiltere merkezli Scrummi. “Kara Cuma saçmalıktır” mesajını veren şirket, kendi çevresel açıdan “üstün” ürünlerinin faydalarını vurgulayarak konsepte isyan ediyor.
Scrummi Genel Müdürü Robert Cooper SalonEVO’ya yaptığı açıklamada, “Scrummi’de Kara Cuma’ya inanmıyoruz. Misyonumuz, aşırı tüketimi ve gereksiz satın alımları teşvik etmek değil, saç ve güzellik endüstrisindeki çevresel etkiyi azaltmaktır. Gezegenin yok olmasına katkıda bulunmanıza değil, çevresel etkinizi azaltmanıza yardımcı olmamıza izin verin.”
Bu yolu izleyen diğer markalar arasında yer alan farklı örnekler:
İsveçli outdoor giyim ve ekipman markası Fjällräven, müşterilerini Kara Cuma yerine “Uzun Vadeli Yatırım Cuması” olarak adlandırmaya ve düşünmeye teşvik ediyor. Çünkü “biz sadece uzun ömürlü ve dayanıklı ürünler üretmeyi biliyoruz.”
Hollandalı “ev ve vücut bakım” markası Rituals, tüketicilerin fazladan ambalajı ortadan kaldırmasına yardımcı olmak için yeniden doldurulan ürünlerinde özel indirimler sunarak “Yeşil Cuma”yı kutluyor ve satılan her yeniden doldurulan ürün için şirket “bir ağaç dikecek, koruyacak veya onaracak”.
“Sıradışı cilt bakım şirketi” Deciem, alışveriş yapanları cilt bakım ihtiyaçları, hedefleri ve rutinleri hakkında düşünmeye ve araştırma yapmaya teşvik eden “Yavaş Kasım” (Slowvember) etkinliği ile son birkaç yıldır Kara Cuma’dan kaçınıyor. “Yavaş Kasım” süresince şirket, kasım ayı boyunca marka portföyündeki tüm ürünlerde yüzde 23 indirim sunuyor.
Erkek spor giyim markası Zanerobe, One Tree Planted ile ortaklık kurdu ve karbon emisyonlarını dengelemeye yardımcı olmak için her çevrimiçi sipariş için bir ağaç dikmeyi taahhüt etti.
Kara Cuma kârlarını bağışlayan markalar
Diğer markalar da tatil alışverişi çılgınlığını benimsiyor ve bunu tercih ettikleri amaçlara fayda sağlamak için kullanıyor. Örnekler arasında şunlar yer alıyor:
2014 yılında kadın giyim markası Everlane, ortaklarını desteklemek ve “sektörü bulduğumuzdan daha iyi bırakmak” için Everlane Kara Cuma Fonu’nu oluşturdu. Bu yıl, Everlane’in Good Merino Wool ürünleri için yün geliştiren, dünyanın önde gelen sorumlu ve rejeneratif yün tedarikçisi The New Zealand Merino Company ile ortaklık kuruyor. Bu Kara Cuma’da harcanacak her 100 dolar, “Yeni Zelanda’da 66 koyun için rejeneratif otlatmayı başlatacak. Hedefimiz ne mi? 50.000 $ -bu da 33.000 koyun için daha yeşil otlaklara denk geliyor.”
21 Kasım’da İngiltere merkezli bilinçli giyim markası Lucy & Yak, markanın aşırı tüketim yerine olumlu etkiyi destekleyerek Kara Cuma’ya meydan okumaya devam eden uzun dönem partneri Fior Di Loto Vakfı ile ilişkisini kutlamak için popüler, organik Original Dungarees için yeni, sınırlı sayıda bir baskı sunacak. Tulumlardan elde edilen net 100 kâr, daha fazla kız çocuğunun okula gitmesine yardımcı olmak için Kuzeybatı Hindistan’daki köylerde yaşayan 700’den fazla kız çocuğuna eğitim sağlamaya ve yaşam koşullarını iyileştirmeye adanmış olan vakfa aktarılacak. Lucy & Yak, Kara Cuma satış dönemi boyunca (21-27 Kasım), 2018’den bu yana “Fior Di Loto Friday” için hayır kurumuna yaptığı bağışa paralel olarak, tüm kârın yarısını vakfa bağışlayacak.
Web sitesi çeviri yazılımı sağlayıcısı Weglot, üst üste dördüncü yıl Kara Cuma ve Siber Pazartesi gelirlerinin yüzde 50’sini hayır kurumlarına bağışlayacak.
Kadın giyim markası Z SUPPLY, Kara Cuma, Siber Pazartesi ve Paylaşma Günü (Giving Tuesday) online gelirlerinin tamamını Z SUPPLY Vakfı Eğitim Fonu’na aktaracak. Bu yıl yeni olarak marka, kampanyayı destekleyen sınırlı sayıda, çevrimiçi özel grafik tişörtler ve sweatshirtler tasarladı.
Döngüselliği savunmak
Muhtemelen, alışveriş yapmanın en iyi yollarından biri, yeni bir şey satın almak yerine mevcut ürünlerin kullanım ömrünü uzatan marka ve platformları desteklemektir. Birkaç örnek verelim:
Ortlieb’in “yeniden satın almak yerine onarın” girişimi – Ürünlerinin dayanıklılığı ve sürdürülebilirliği ile tanınan Alman su geçirmez sırt çantası, seyahat çantası ve diğer bisiklet ekipmanları üreticisi Ortlieb, 13 Kasım – 3 Aralık 2023 tarihleri arasında her yıl düzenlediği Onarım Haftalarının geri dönüşünü gururla duyuruyor. Bu süre zarfında şirket, 5 yıllık garanti süresi dışındaki tüm ürünler için onarım hizmetlerini normal onarım maliyetinden yüzde 40 indirimli olarak sunacak. Ortlieb, genellikle Kara Cuma ile ilişkilendirilen hızlı tüketim kültürüne yanıt olarak 2022 yılında Onarım Haftası’nı başlattı.
Vivobarefoot’un Revivo’su, markanın ikinci el Vivos satın alma platformu – Ömrünü tamamlamış ayakkabılar için özel olarak tasarlanmış, sektörde ilk olan bir e-ticaret çözümü. Revivo, tüketicilerin kullanılmış ayakkabılarını uzman onarımı ve ardından yeniden satış için iade etmelerine olanak tanıyor. 2022-2023 mali yılında Revivo aracılığıyla 42.000 çiftten fazla ayakkabı yenilendi.