Fosil Yakıtlardan Temiz Bir Kopuş

Hep birlikteyken iletişim sektörü değişim için bir katalizör olabilir ve umuyoruz ki gücümüzü iklim çözümlerine, temiz enerjiye odaklanmak ve adil bir geçiş ve ileriye doğru yol almamıza yardımcı olacak girişimleri teşvik etmek için kullanabiliriz. 

Meksika’da onlarca can alan ve sayısız ekonomik ve fiziksel hasara yol açan öngörülemeyen bir kasırga. Malavi’de bir uyuz salgını. Dünya genelinde rekor sıcaklık dalgaları. Dünya çapında toplumlar her gün iklim değişikliğinin yol açtığı kayıp ve maliyetlerin acısını çekiyor. Tüketiciler, anlaşılır bir şekilde, yalnızca hükümetlerinin ve seçilmiş yetkililerinin değil, aynı zamanda en sevdikleri markaların da iklim değişikliğini ele almasını giderek daha fazla bekliyor. Bu konu, 2023 İklim Haftası’nın en önemli konularından biriydi; pazarlama ve iletişim ajanslarının Temiz İçerik Taahhütnamesi’ni imzalayarak fosil yakıt şirketleriyle ya da bu krizi daha da kötüleştirecek çıkar gruplarıyla çalışmayacaklarını taahhüt etmeleri de buna dahildi. 

Herhangi bir kuruluş için bu taahhüdü göz önünde bulundurmak göz boyamaktan çok daha fazlası olmalı. İletişim ajansları kendilerine basit bir soru sormalı: İklim krizinin çözümüne yardımcı olmak için ne tür bir çalışma yürütmek ve bu hedefe ulaşmak için hangi müşterilerle işbirliği yapmak istiyorlar? Fosil yakıtları sonuçlarına katlanmadan yakmaya devam edebileceğimize dair yanlış anlatıyı güçlendirmemeyi seçmek, değişime katkıda bulunmak için sahip olduğumuz en güçlü ve en doğrudan araç. İletişim ajansları benzersiz bir konumdalar çünkü bu değerler etrafında birleşmek müşterileri için de giderek daha önemli hâle geliyor. Tüketici araştırmaları da bunu doğruluyor: Tüketicilerin yüzde 82’si bir markanın değerlerinin kendi değerleriyle örtüşmesini istiyor ve bu doğrultuda hareket etmeye istekliler -ankete katılan tüketicilerin dörtte üçü değerlerdeki bir çatışma nedeniyle bir markayla yollarını ayırdıklarını söylüyor. Bir marka, iletişim ve pazarlama ajanslarını da bu konuda aynı standarda tabi tutmadan tüketicilerinin iklim değişikliği konusundaki beklentilerini karşılayamaz. 

İklim krizinin nedenlerine ilişkin şeffaflığın ve anlayışın arttığı bir döneme girdik ve şirketler, etkinin nasıl ölçeklendirileceği konusunda diğer sektörlerden ve hareketlerden öğrenmeye başlıyor. Fosil yakıtların terk edilmesi kavramı, aktivistlerin iklim etkisiyle mücadele etmek ve yatırımcıları fosil yakıt endüstrisinden sermaye çekmeye zorlamak için para akışını takip etmelerine harika bir örnek. Seventh Generation gibi önde gelen şirketler -pazarlama ve halkla ilişkiler desteği için kimlerle çalıştıkları da dahil olmak üzere- harcadıkları her bir doların tüm finansal ilişkilerinde iklimi nasıl etkilediğini araştırarak benzer bir bakış açısını uygulamak için metodolojilere öncülük etmeye başladılar. Bilinçli tüketiciler de iklim değişikliğini ele alma taahhüdünde bulunan ancak belgeleri farklı bir hikâye anlatan markaları ortaya çıkarmakta ve onları uyarmakta hızlı davranıyor. 

Kardeş Stagwell ajansları Allison ve Headstand’in işbirliğiyle kurulan Purpose Center of Excellence’ta, giderek daha fazla müşterinin fosil yakıtlarla olan ilişkiler hakkında bize sorular sorduğunu görüyoruz. Neden mi? Çünkü fosil yakıt endüstrisini temsil eden ve büyümesine yardımcı olan ajanslar partnerleriyse, temiz taahhütlerini yerine getiremezler veya paydaşlara gerçek anlamda ilerleme gösteremezler. Bu durum her geçen yıl daha da netleşiyor: Pazarlama camiasının beklentileri karşılamak ve değişimi yönlendirmek için çabalarını artırması gerekiyor. 

İşte bu nedenle Allison, bu sonbaharda Temiz İçerik Taahhütnamesi’ni imzalayan en büyük iletişim ajansı oldu. Purpose Center of Excellence, Ceres ve We Mean Business Coalition gibi müşterilerin ekonomik eylem yoluyla iklim açısından istikrarlı bir ekonomiye adil geçişi hızlandırmak için başvurdukları ve Stonyfield, Goldman Çevre Ödülü ve Seventh Generation gibi kuruluş ve markaların iklim üzerindeki öncü etkilerini anlatmak için başvurdukları yer. Bizler, COP’taki iş anlatısının şekillenmesine ve yatırımcıların emisyonları azaltma ve dünya çapında tatlı suyu koruma konusunda endüstri liderlerini sorumlu tutmalarına yardımcı olan marka tasarımcıları ve iletişim yöneticilerinden oluşan bir grubuz. Kısacası, sektörde görmek istediğimiz değişimin kendisi olmamız gerektiğini biliyorduk. 

İlk olarak değerlerimizi ve ajans ekipleri olarak neyi savunduğumuzu inceledik. Değerlere dayalı liderlik anlayışıyla hareket ediyoruz ve iletişim kararlarının toplumları ve çevreyi etkileme potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunun farkındayız. Ayrıca iklim değişikliğinin toplumun ve ortak geleceğimizin karşı karşıya olduğu en acil sorunlardan biri olduğunun ve fosil yakıtları sınırlandırarak çevresel etkileri azaltmanın sağlığımız, ekonomimiz ve toplumlarımız için daha iyi olacağının farkındayız. 

Paydaşlarımızın görüşlerini de dikkate aldık. Müşterilerimizin soruları kadar çalışanlarımızın etik kaygıları da önemliydi: Sektördeki yaratıcılar, sıkı sıkıya bağlı oldukları inançlarıyla çatışan görevler nedeniyle ajanslardan ayrılıyorlar. 

Ancak en önemlisi, belki de iletişim alanına has bir sahicilik sorunu tespit ettik. Diğer sektörler fosil yakıt şirketlerinin alternatiflere geçişine yardımcı olmak için onlarla ortaklık kurabilirken -bunun iyi niyetle yapıldığını varsayarsak- iletişim profesyonelleri yeşil yıkama riskiyle karşı karşıya. İyi iletişimciler her zaman yeşil yıkamadan kaçınmaya çalışırlar; ancak bunun süregelen şekilde yaygınlaşması sorunludur. Merkezi Avrupa ve Kuzey Amerika’da bulunan ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (SKA) riske atan bir olaya karışan şirketlerin sayısı geçen yıl yüzde 43 artarken, bu sayı yarısı petrol ve gaz faaliyetleriyle ilgili olan finansal kuruluşlar için yüzde 70’e ulaştı. 

İletişimciler, dünyanın fosil yakıtlara muhtaç olduğu mitini sürdürmekten kaçınmakla yükümlüdür; bununla birlikte, değişim için en özgün eylemleri belirlemek tüm ajansların sorumluluğundadır. Hep birlikteyken iletişim sektörü değişim için bir katalizör olabilir ve umuyoruz ki gücümüzü iklim çözümlerine, temiz enerjiye odaklanmak ve adil bir geçiş ve ileriye doğru yol almamıza yardımcı olacak girişimleri teşvik etmek için kullanabiliriz. 

Haberi Paylaşın

Share on linkedin
LinkedIn
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on facebook
Facebook

Sürdürülebilirlik Raporları SDG Map Turkey'de!

SDG Map E-bülten

SDG Map E-Bülten

*
*
*

Kişisel verileriniz, Gizlilik ve Çerez Politikası kapsamında işlenmektedir. Formu doldurarak bu şartları okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylıyorsunuz.