Dünyanın En Acil Sorunlarından Biri: Temiz Su Tedariki​ 

Dünya Ekonomik Forumu Uzman Ağı’ndan çeşitli uzmanların görüşlerine göre, iklim değişikliğinin yol açtığı hasara rağmen yeterli miktarda temiz su tedarikinin sağlanması dünyanın en acil sorunlarından biri. Milyarlarca insan güvenli içme suyu ve sanitasyondan yoksun yaşıyor. Şiddetli tropik fırtınalar, kuraklık, nehirlerin ve yer altı sularının tükenmesi, birçok insanı iç politikayı etkileyecek şekilde şehirlere veya uluslararası sınırların ötesine taşınmaya zorladı. Kırsal geçim kaynakları genellikle küresel tatlı su tüketiminin yaklaşık dörtte üçünü oluşturan tarıma bağlı ve dünyanın tahıl ambarlarındaki su havzalarını kirletiyor. Bu arada enerji üreticileri ve ağır sanayi de önemli miktarda su kullanıyor ve bir kirlilik kaynağı oluşturuyor. Bu sorunlar daha iyi planlama, iş birliği ve düzenlemelerin yanı sıra daha fazla yatırım, veri analizi ve inovasyonla çözülebilir. 

Aynı zamanda temiz su tedarikinin tehlikeye girmesi çeşitli çevresel ve sosyal etkiler yaratıyor. Dünya Ekonomik Forumu’ndan uzmanların bu etkilere dair görüşlerini aşağıda bulabilirsiniz. 

Tarım ve su etkisi giderek artan küresel nüfus, su kaynakları üzerinde yoğun bir baskı oluşturuyor 

Birleşmiş Milletler’in 2022 yılında yayımladığı bir rapora göre, yaklaşık 8 milyar olan küresel nüfusun 2050 yılında 9,7 milyara, 2100 yılında ise 10,4 milyara çıkması bekleniyor. Önümüzdeki 40 yıl içinde dünya çiftçileri, önceki 10.000 yılda üretmeyi başardıklarından daha fazla gıda üretmek zorunda kalacak. Tarım, küresel su tüketiminin yaklaşık %70’ini ve tarımın en yoğun olduğu ülkelerde ise yaklaşık %90’ını oluşturuyor. Gıda israfının azaltılması ve tarımın su kullanım verimliliğinin artırılması için önemli çabalar sarf edilmediği müddetçe, tarım sektöründeki su talebinin daha da artacağı tahmin ediliyor. Mahsul verimini artırmaya ve bitkileri kuraklığa daha dayanıklı hâle getirmeye yardımcı olabilecek teknolojiler giderek daha acil bir ihtiyaç hâline geliyor. Tarımın ekosistemlere verdiği zarar, hasat sonrası atıkların azaltılması ve gübre ve pestisitlerin daha akıllıca kullanılmasıyla da azaltılabilir. 

Enerji ve Su 

Su kullanımının daha iyi yönetilmesi, daha verimli ve çevreye faydalı enerji kullanımıyla sonuçlanabilir 

Fosil yakıtlara ve nükleer enerjiye dayalı enerji üretimi büyük hacimlerde su gerektirir ve suyun ısıtılması, taşınması, arıtılması ve kullanılması büyük miktarlarda enerji tüketir. Hem enerji hem de su kullanımını başarılı bir şekilde hesaba katan politikalar çevre için giderek daha önemli hâle geliyor. Kurak bölgelerdeki hidroelektrik barajlarının rezervuarları buharlaşma nedeniyle tükenirken, tropikal bölgelerdeki barajlar metan emisyonu üretiyor. Buna karşın rüzgâr türbinleri ve güneş panelleri elektrik üretmek için çok az suya ihtiyaç duyuyor ya da hiç duymuyor. Bu durumda enerji tercihleri su mevcudiyeti üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilir ve bölgelere göre uyarlanması gerekebilir. 

Su, İklim Değişikliği ve Ekosistem 

Küresel sıcaklık değişimindeki 0,5°C’lik bir fark su sistemlerini ve insan sağlığını önemli ölçüde etkileyebilir 

İklim değişikliği halihazırda su kaynaklarının hem mevcudiyetini hem de kalitesini etkiliyor. Isınan bir gezegende, sel ve kuraklık gibi aşırı ve düzensiz hava olaylarının daha sık görülmesi bekleniyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 2018’in sonlarında yayınlanan 1,5°C’lik Küresel Isınma Özel Raporu, küresel ortalama sıcaklık artışını 2°C yerine sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlandırarak, ekosistemler ve insan gelişimi için ciddi olumsuz sonuç riskini önemli ölçüde azaltabileceğimizi belirtti. Gelişen teknolojiler ve adaptasyon, hem iklim değişikliğine karşı kırılganlığı azaltmaya yardımcı olabilir hem de su kaynaklarının ve sistemlerinin direncini artırabilir. 

Su, İnsan ve Çevre Sağlığı 

Akiferler, nehirler ve musluk suyu, çevrelerindeki kimyasal ve bakteriyel belirteçler için potansiyel olarak tehlikeli kanallar hâline gelebilir. Borulardan gelen kurşun, fabrikalardan gelen endüstriyel çözücüler, ruhsatsız altın madenlerinden gelen cıva, hayvan atıklarından gelen virüsler ve çiftliklerden gelen nitratlar ve pestisitler nedeniyle suyun bozulması birçok ekosistemi riske atıyor. Su çekimleri, sürdürülemez bir kalkınma yaratıyor: Afrika’daki Çad Gölü ve İran’daki Urmiye Gölü gibi büyük göller küçülüyor. Almanya’daki Ren Nehri gibi nehirler önemli nakliye koridorlarıyken seviyeleri mavna trafiğini aksatacak veya durduracak kadar düşmüş görünüyor.  

Su Verileri ve Teknoloji 

Gelişen teknolojiler su israfını azaltmaya ve su sistemlerini daha iyi izlemeye yardımcı olabilir 

Nesnelerin interneti, büyük verinin etkin kullanımı, yapay zekâ, sensörler, malzeme bilimlerindeki ilerlemeler ve artan bilgi işlem gücü gibi gelişmeler, dünyanın küresel çevresel müştereklerini yönetme şeklini değiştiriyor. Örneğin, toprak gerektirmeyen bir bitki yetiştirme tekniği olan aeroponikteki gelişmeler, daha geleneksel, toprağa dayalı tarıma kıyasla su tüketimini %95 oranında azaltmayı mümkün kılarken, aynı zamanda kirletici maddeleri taşıyabilen ve içme suyunu kirletebilen çevresel akışı da önlüyor. Yapay zekâ tarafından yönlendirilen veri işleme ve toplama alanındaki gelişmeler insanların, işletmelerin ve hükümetlerin gerçek su ihtiyaçlarını daha iyi kavramalarını ve gereksiz kullanımı ortadan kaldırmalarını sağlayabilir. 

Su Altyapısı 

2013-2030 yılları arasında su altyapısına tahmini 11,7 trilyon dolar yatırım yapılmalı 

Su altyapısına yapılan yatırımların faydaları açık: Daha temiz ve daha güvenilir su, hastalıklardan kaynaklanan nispeten daha az çocuk ölümü ve artan işgücü verimliliği. Şu anda yatırım seviyeleri, 2015 yılında belirlenen içme suyu ve sanitasyonla ilgili Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini karşılamak için yetersiz. McKinsey Global Institute tarafından yayınlanan bir tahmine göre, su ve sanitasyon ihtiyaçlarını karşılamak için 2013-2030 yılları arasında küresel altyapıya 11,7 trilyon dolar yatırım yapılması gerekiyor. Yeşil tahviller veya özellikle çevresel amaçlar için toplanan borçlar, ilgili yatırımları finanse etmek için kullanılabilir. 

Suya Değer Vermek 

Su kaynakları yönetimini iyileştiremeyen ülkeler ciddi sonuçlarla karşılaşabilir 

Sadece artan nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılamak için değil, aynı zamanda genişleyen endüstrileri beslemek için de suya olan talep arttığından, küresel ekonomik büyüme giderek daha fazla susuzluk çekiyor. Ne yazık ki su genellikle tek başına yönetiliyor ve enerji, madencilik, tarım ve imalat gibi su yoğun sektörler, işbirliği ve bütüncül planlama yapmıyor. Bu planlama parçalanması, işletmelerin ve yatırımcıların karşılaştığı riskleri daha da artırıyor. Kurumsal yatırımcılara hizmet veren ve kâr amacı gütmeyen bir araştırma kuruluşu olan CDP ve Birleşmiş Milletler himayesinde iş dünyası liderleri tarafından oluşturulan bir girişim olan CEO Water Mandate, sürekli olarak çoğu şirketin suyla ilgili önemli risklerden etkilenebileceğine inandığını ortaya koyuyor. Dünya Bankası tarafından yayımlanan bir rapora göre, diğer alanlarda su kaynakları yönetiminin iyileştirilmesi sayesinde ekonomik büyümenin aynı dönemde %6’ya kadar hızlanabileceği de kaydedildi. 

Daha detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz

Haberi Paylaşın

Share on linkedin
LinkedIn
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on facebook
Facebook

Sürdürülebilirlik Raporları SDG Map Turkey'de!

SDG Map Turkey E-Bülten